Başkanımızın Necip Kapanlı’ya mektubu
Necip Kapanlı’nın aşağıdaki ön yazısıyla www.basketfaul.com sitesinde paylaştığı Başkanımız Çetin Yılmaz tarafından kaleme alınan yazıyı sizlerle paylaşıyoruz.
Son günlerde sorunlar o kadar üst üste geldi ki, ister istemez karamsar bir tablonun içinde kaldık. Belki de bu site sorun yaşayanların başvurduğu bir adres olduğu için pesimist olduk. Çetin Yılmaz bulunduğu her ortamda pozitif hava estiren, sorunlara teslim olmayıp onlarla baş etmesini becerebilen bir basketbol adamı. Çetin’i tanıdığımda Ankara’da yıldız takım oyuncusu idi. Yani çok eskiye dayanan bir hukukumuz var.
O her zaman bizlere göre farklı bir pencereden bakmış ve kendimiz iyi hissetmemizi sağlamıştır.
Bu sabah kendisinden bir mektup aldım. Kendimle ilgili bölümler beni mahcup etmiş olsa da aynen yayınlıyorum… (Necip Kapanlı)
Değerli Necip Ağabey,
Yok, sakın bu Değerli kelimesini es geçme. Lafın gelişi diye değil, düşünerek seçerek yazdım.
Son konuşmamızda seni moralsiz buldum. Basketbol’a olan sevgin ve emeğin boşa gidiyormuş gibi, biraz kırgın, biraz ümitsiz ve biraz da fazla Pesimist buldum.
Seni çocukluğumdan beri tanır ve saygı duyarım. 15’li 16’lı yaşlarımda, Güler yüzlü, Güvenilir bir Hakem nasıl olur, sende gördüm.
Ve tüm hayatım boyunca Hakemlerde hep onu aradım . Hele Deplasman da, tüm seyirci azmış, rakip coşmuş….
Orada tek istediğin şey ADALET…İşte o sende vardı.
Yapıcı, Pozitif ve Sıcak bir dokunuş.
Şimdi demek istediğim şu. Ben O Necip ağabeyi istiyorum.
Diyelim ki sen Maçı tam Hakem Masası ardından seyrediyorsun, Çetin geldi “Abi gel beraber seyredelim lütfen” dedi.
Ve Pota arkasına geçtik. Şimdi başka bir açıdan seyrediyorsun.
Sevgili Abim, gel bir de buradan bakalım.
Demiyorum ki, her şey güzel ve dört dörtlük. Eleştirmeye kalksam BENİ DURDURAMAZSIN. Say say bitmez.
Ama diyorum ya, bir de buradan bakalım.
Her şeye rağmen Dünya da FİBA sıralamasında 5. sıradayız (son 2 seneyi kontrol etmedim sen edersen sevinirim)
Milli Takım Kontenjan Senatörü olarak değil, BİLEĞİNİN hakkı ve Türk Antrenörler ile başarıyı elde etti. Ve Dünya şampiyonasına gidiyor.
Her tür olumsuzlukları görebilmeme rağmen Avrupa’nın en önemli birkaç Liginden biri Türkiye’ye ait.
Fenerbahçe ve Efes Eurolig’de çok başarılı. Daha yeni Fenerbahçe Erolig, Galatasaray ve Daçka Erocup Şampiyonu oldu. Aklına gelenler, benim de geliyor ama yabancılar her ligde var.
Yabancı Antrenör ve Oyuncu sayısında olumlu gelişmeler var.
TBF Antrenör Eğitimi Aydın Örs ve ekibi ile Avrupa standartları üstüne çıktı.
Alt yapılar da Dünya ve Avrupa sıralamalarında en yüksek noktalardayız.
Yeni Genç ve Dinamik, istekli bir Federasyon var. Ellerinden geleni yapıyorlar. Hataları oluyor mu?
Tabii, insan olup, iş yapıp hata yapmayanımız var mı? Hata yapmadan 1 maç bile yönettin mi? Hata yapmayan KOÇ icat oldu mu acaba?
Necip Abi ben Avukat falan değilim ama. Osman Solakoğlu’na, Turgay Demirel’e 20 şer küsur yıl Fırsat veren Türk Basketbol’u,
Bu Genç Ekibe mi fırsat vermeyecek. Genç ama son derece tecrübeli, NBA, EUROLİG MİLLİ Takım oyuncuları yani Kardeşlerimiz…
En değerli özellikleri Fikir alıyor ve insan ilişkileri kuruyorlar. Bizim evlatlarımız.
Öyle eskisi gibi kendi çalıp, kendileri söylemeden, Yabancı Antrenör Fetişizmi yaşamadan işlerini yapıyorlar….
Necip Abi, şu anda NBA de, ülkemiz de yetiştirdiğimiz oyuncular var. Hepsi küçücük çocukken bu ülke şartlarında yetişti. Yani çalışınca oluyor.
Bundan 20 sene önce, Dünya ve Avrupa Şampiyonasın da Final oynayacağımızı Rüyada görsek ‘Hayırdır inşallah, Başımıza bir şey mi gelecek’ derdik.
Kadın Basketbol’u Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonalarında bizleri gurur ile temsil ediyorlar. Bir Ortadoğu ülkesi Kadının neler yapabileceğini gösterip, Dünyada Türkiye hakkında ÖNYARGILARI kıvırıp ÇÖPE atıyorlar.
Türk Basketboluna Hizmet senin gibi hiçbir çıkar gözetmeden emek veren insanlarla iyi yerlere gelecek.
Altyapıya Yatırım yapan Kulüpler ve o Beğenmedikleri Alt Yapı Koçları olmadan bunlar elde edilebilir mi?
Onların da hakkını yemeyelim. Hidolar, Mehmet Okurlar, Kerem ve Kerem, Harun veya Orhunlar, İbo, Ufuk, Tamer, Cedi, Mirsad, Ömer Aşık, Ersan, Furkan….
Bak saymakla bitmiyor….Kimseyi atlamak istemiyorum beni hoş görsünler. Ama bu oyuncular kendi kendine yetişmedi….
Hepsi Alt Yapı da EMEKTAR Türk Antrenörler tarafından yetiştirildi.
Necip Abicim, Sorun başka, Sorun yapısal, Majör bir sorunumuz var.
Basketbol Alt Yapı Organizasyonları Okullara inmediği ve oralarda yayılmadığı sürece ve sadece 5-10 Kulüp çabası ile devam ettiği müddetçe, biz her şeyden şikayet ederiz.
Türkiye Geneline Okul anlamında yayılmadığı sürece, köklü çözüm olmaz.
Aynı ABD Modeli gibi, sana daha Lise Rakamlarına inmeden söylüyorum. ABD de yaklaşık 3000 Üniversite ve Kolej var. Ve her birinin yaklaşık 15 oyuncusu var.
45.000 genç eder. Hocam 45 BİN…. Sırf 18-22 yaş aralığındaki Basketbolcu sayısı….
Şimdi elini vicdanına koy ve söyle, Bu ülke birinci Liginde ki 110 Türk oyuncusu ile bu adamlarla Dünya Finali oynamış ise veya Avrupa da başarılar elde ediyorsa (çeyrek Final dahil)
Bu Oyuncu, Yönetici, Antrenör, Tüm Anadolu’da ki Alt Yapı Emektarları, Hakem, Masör, Basın ve de Eleştirdiğimiz Kulüplerin Başarısıdır…..
Yani senin, benim, Ali’nin Mehmet’in başarısıdır…
Değerli Abim, Son sözüm şu; Bu Sistemle yapılabilecek en iyisi bu kadar olur (Tabii ki daha iyiyi arayalım ve aksamaları görelim)
Ama dediğim gibi Sorun YAPISAL. Basketbolumuz ne zaman Okullara yayılır, o zaman HAYAL ettiğin ortama daha çok yaklaşırız..
LÜTFEN ENSEYİ KARARTMA sen bize lazımsın ve büyük bir boşluğu dolduruyorsun.
Her zaman söylediği bir şeyi tekrar ederek mektubumu bitiriyorum.
Mutlaka Fikirlerim de eksik ve Hatalar bulunabilir. Doğaldır, her fikrin karşıtı olur, Diyalektik Felsefenin kuralıdır. Tezin, Anti Tezi de vardır.
Her şey Mükemmel Güllük Gülüstanlık DEMİYORUM..
Ama senden ricam bu yazımdaki doğruları aramandır. Hataları ve sana uymayanları değil…..
Sevgiler benim DEĞERLİ Abicim.
Kaynak: Basketfaul.com