Baytimur: Düzenin inanılır olması gerekir

SİSTEM VE TAKTİK

Öncelikle taktik ile sistem arasındaki farkı vurgulamakta yarar var sanırım. Maçlara göre değişen, hücum setleri veya savunma düzenleri, bu düzenlerin içindeki kurallar, oyuncu rotasyonları, oyunun ritmi, bunları hepsi taktik sayılabilir, hatta molada çizilen bir oyun da taktiktir. Sistem ise bir felsefedir. 

Oyunun temposuna bağlı olan iki ana sistem vardır, bunları iyi uyguladığınız takdirde, sahada iki değişik spor yapılıyormuş kadar fark yaratırlar. Yine de felsefe tanımına uygun olabilmesi için, süreklilik en önemli unsurdur.

“Basketboldan.blog.spot.com” sitesinde yayımladığım bu kısa paragrafı burada tekrar yayımlama nedenim

TBL ‘de maç başına 102 sayı atan Karesi takımının antrenörü Gencer Baytimur ile yaptığımız kısa röportaj.

Oynanan sekiz maçın sonunda lider durumda olan ve maç başına 102 sayı atan bu takımın nasıl çalıştığını ve neler yaptığını merak edeceğinizi düşündük.

Sevgili Gencer’e gittiği her takımda uyguladığı “yüksek tempolu sistem” ile ilgili sorular sorduk ..

Cem Akdağ

 

Tübad üyesi olan ve olmayan bütün antrenör arkadaşlarımıza selamlarımı sunuyorum.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki hiçbir şey kendiliğinden olmuyor. Antrenörlük felsefemin ardında yatan bütün fikirler yıllar içerisinde yaşadığım tecrübeler katıldığım klinikler ve araştırmalarım sonunda şekillendi ve hala da şekillenmeye ve detaylanmaya devam ediyor.

OYUNCULARINA SİSTEMİNİ İLK OLARAK NASIL TANITIYORSUN?

Bu çok önemli bir konu. Biz antrenörler için en önemli mesleki zorluklardan biri sizin bildiğiniz bir şeyin oyunculara aktarılması ve sahada uygulamasının yani ecnebi tabirle execution’ının yaptırılmasıdır.

Yani inandığınızı oyuncularınıza inandırma ikna etme meselesidir. Bunun için her şeyden önce elinizde “uygulanabilir” bir düzeninizin olması gerekir. Oynatacağınız hayali ütopik değil düzenin inanılır olması gerekir. Sonra da bunun görsellerle istatistiklerle ve sonuçlarla desteklemesi gerekir.

O nedenle ilk iş olarak sezon başı oyuncularımızı ilk topladığımızda (ki bu toplanmada yabancı oyuncuların da olması önemlidir yani ilk antrenmandan itibaren onlar da takımla çalışmaya başlar) ne oynayacağımızın nasıl oynayacağımız ve neden bu düzeni oynayacağımızla ilgili küçük bir seminer ve video toplantısı ile sezon başlar. Bu toplantıda terminolojisi de bana ait olan tanımlanmış bütün kalıplar ve bunların sahada defalarca uygulanmış maç görüntüleri oyunculara izlettirilir. Roller tanımlanır sistemin yararları maddeler halinde oyunculara anlatılır. Yani ilk takım toplantımız benim seminerlerde antrenör arkadaşlarımıza anlattığım şekilde mini bir seminer sunumu olur. Opsiyonların kalıpların ve terminolojinin sunumu yapılır. Bu sezon nasıl bir basketbol oynayacaklarını görmeleri ve anlamaları sağlanır.

ÖNCELİKLİ KURALLAR NELERDİR?

Şunu söylemeliyim ki oynadığımız basketbol sisteminin tamamı “kurallara”, “opsiyonlara” ve “öncelikler” e dayanır. Düzen içerisinde her şey tanımlıdır. Oyuncuya düşen o seçenekler içinden en doğru olanı uygulamaktır. Bu da başlangıçta oyuncuların “karar hataları” yapmalarına yol açabilir ancak sistem oturdukça oyuncular doğru kararları daha hızlı uygulamaya başlarlar. O nedenle başlangıç aşamalarında top kayıplarımız ve şut seçimlerinde yanlışlıklar fazla olur zamanla taşlar oyuncuların da kalibreleri ile doğru orantılı olarak yerlerine oturur. O aşamadan sonra da izlemesi ve oynaması keyifli bir basketbol ortaya çıkar. Oyuncular bu düzende oynamayı sever çünkü çok posession çok sayı, çok sayı da oyuncu için çok istatistik anlamına gelir. Seyirci de bu basketbolu izlemeyi sever çünkü seyirci her şeyden önce çok sayıda basket görmek ister. Onun dışında göze hoş gelen bir basketbol ister.

Kurallara geri dönersek dediğim gibi oynadığımız basketbolun bütün opsiyonları tanımlıdır ancak basit bazı kurallarımızdan bahsedersek;

  • Oynadığımız basketbolda bizim “Ofensif transition”ımız top rakibin elinden çıktığı anda “Defansif transition”ımız da top bizim elimizden çıktığı anda başlar.
  • Savunmada topu karşılayan yani close-out yapan oyuncu direkt ileri koşar bu kalıba “GO” adını veririz
  • Hücumda şutu atan oyuncu ile guardımız hücum ribaunduna girmeden geri döner bu kalıba “GET BACK” adını veririz.
  • Sayı yediğimizde quick inbound yani top fileden yere düşmeden oyuna sokulması gerekir.
  • Rakibin kullandığı her atıştan sonra da transition hücumumuz başlar. Buna “FAUL LINE” adını veririz.
  • Bizim 4saniye 5 saniye süren hücumlarımız vardır. Bunların sayısını çoğalmaya çalışırız. Oyun felsefemizde oyuncu boş atışı bulduğu anda top kullanabilir. Bu 4.saniye de olabilir 14. Saniye de.
  • Şut seçimlerimizde “önceliklerimiz” vardır. Yani oyuncu ilk andan itibaren top kullanabilir ancak birinci önceliğimiz topun çembere yakın kullanılmasıdır.
  • Spacing kurallarımız bellidir ve oyuncularımızın o spacing içerisinde kalmaları önemlidir. Bu sadece geçiş hücumlarımız için değil set hücumları için de geçerlidir.
  • Yabancı terminoloji kullanmamızın tek sebebi yabancı oyuncularla oynamamızdır.
  • Basketbol koçluğunda “vurgulama”nın çok önemli olduğuna inanıyorum.

KABACA ANTRENMAN PROGRAMLARINIZ NASIL OLUYOR?

Genel olarak şunu söyleyebilirim ki antrenmanlarımız da maç tempomuz gibi oldukça hızlı yüklemeli oluyor. Hafta içi normal bir basketbol antrenmanımız 1.45 ile iki saat arası sürer genellikle. Isınma bölümünde sezon başı özellikle çok uzun süreleri walk through yani setlerin ve transition hücumların 5×0 tekrarları yapılır.

Çok fazla ve değişik drill kullanmak yerine belli sayıda ısınma pas ve kombine drilleri kullanmayı tercih ediyoruz bu oyuncu için de bir alışkanlık ve kolaylık sağlıyor.

Isınma ve strechingden sonra her antrenmana değişik turnike bitirişleri ve hareketli pas drilleri ile devam ederiz. Hareketli ve hızlı oynadığınızda top kayıplarını da azaltmak adına hareketli pas drillerini her antrenman mutlaka yapmanız gerekiyor.

Antrenman düzeninde en önemli konu hangi drilli yaparsak yapalım maç temposu ve maç hızında hatta daha hızlı olmasıdır. Antrenmanlarımızı maç durumlarından daha ağır ve zorlu hale getirmeye çalışırız. Bu da oyuncular için oldukça zorlayıcı olur. Ancak bu sınavı geçen oyucular başarılı olur. Onun haricinde en temel drilleri bile antrenmanlarımda kullanıyoruz ve bu drillerin yararlı olduğuna çok inanan bir antrenörüm.

Antrenmanlarda iki asıl takımın yanında bir de gençlerden ve profil oyunculardan kurulu üçüncü bir beş kullanıyoruz. Bu üç tane beşli düzen hem gençlerin adaptasyonu hem de tam saha drillerde temponun yüksek kalmasına yardımcı olur. Türk Telekom sezonunda genç takımdan A takım antrenmanlarına aldığımız birçok oyuncunun alt liglerde bile olsa oynadıklarını görmek bana mutluluk veriyor A takım antrenmanında olmak bir genç oyuncuyu çok fazla motive edip gelişmesine yardımcı oluyor. Ayrıca genç oyunculara şans vermeyi seven onlara güvenen bir antrenörüm. Bir genç oyuncunun o sezon iyi oynayıp piyasaya çıkması para kazanması beni mutlu ediyor.

HIZLI HÜCUMLARDA OYUNCULARINIZA DIŞ ŞUT KONUSUNDA SINIRLAMA GETİRİYOR MUSUNUZ?

Hızlı hücumlarda oyuncularıma dış şut konusunda sınırlama kesinlikle getirmiyorum. Bizim 4 ile beş saniye içinde atılan şutlarımız ve bunun için çalışmalarımız var. Bir şut ne kadar erken atılırsa benim için o kadar iyidir. Ancak buradan şu anlaşılmasın bizde ilk çemberi gören yada topu ilk kapan çembere atar gibi kontrolsüz bir sürat söz konusu değil oyuncuların atacakları şutlar önceden tanımlanmış belirli şutlar. Belirli kalıplar içinde bulunan şutlardır ve bu şutları antrenmanlarında defalarca tekrar ederiz. Benimle çalışan oyuncular bilir ben oyuncularıma şut attıklarında değil doğru şutu atmadıklarında kızarım. Buna gençler de dahildir. Şutun genci yaşlısı olamaz doğru atış bulunduğunda atılmalıdır.

Bizim felsefemizde çabuk atış diye bir kavram yoktur sadece doğru yada yanlış seçimler vardır. Önemli olan zaman içerisinde o doğru atışların sayısını artırıp bunları sayıya çevirmektir.

Şu konusunda konuşulması gereken bir konu da “öncelikler” konusudur. Yani dış oyuncu daha 4.saniyede doğru şutu bulmuşsa atabilir ancak aynı anda çember altında “seal” eden bir oyuncu varsa öncelik topun ona ulaştırılmasıdır. Bizim için öncelik boyalı alandır. Oyuncunun önünde çembere gideceği bir koridor varsa yine öncelik çembere gidilmesidir.

SETLERİNİZİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞUNU ÇEMBER ALTINDA OYNAMANIZ PLANIN BİR PARÇASI MIDIR?

Kısmen evet yukarıda da söylediğim gibi boyalı alan bizim önceliğimizdir ancak setlerimiz büyük çoğunluğu pota altı için düzenlenmiş değildir. Setlerin büyük çoğunluğu pota altında oynamak gibi bir planımız yok aslında Beş pozisyon için de ayrı ayrı setlerimiz mevcuttur. Bizim her pozisyonda her oyuncunun kendi özelliklerine uygun oyun düzenlerimiz var.

Ofensif düzenimiz ;

– Transition

– Motion ofens

– Triangle ofens

– Set oyunlarımızıdan oluşur

Set oyunlarımızda da quick hitter dediğimiz çabuk ve hızlı bir yada iki opsiyonlu kısa setleri çokça kullanırız.

SAVUNMA KONUSUNDA DÜŞÜNCELERİZ NELERDİR?

Bu soru için özellikle teşekkür ederim. Çünkü insanlar buna ne yazık ki basketbol antrenörleri de dahil, maç kağıdını alıp baktıklarında yada toplam atılan yenilen sayıya baktıklarında şöyle diyorlar “ya hocam tamam çok atıyorsun da ama çok da yiyorsun. Acaba savunmaya sen yeteri kadar önem vermiyor musun” şimdi bunu dışarıdan birisinin söylemesi belki anlaşılabilir ama bir basketbol antrenörü böyle sorunca insanın garibine gidiyor.

Yüksek sayı yememiz tamamen “possession” ile yani en basitiyle söylüyorum çembere kaç top attığınızla ilgili. Ortada bir matematik var yani siz 110-105 biten bir maçta rakibinize 80-85 defa hücum ettiyseniz otomatik olarak ona da o kadar possession veriyorsunuz demektir. 62-65 biten bir maçtaki hücum sayısı ile 110-105 biten bir maçtaki hücum sayısı bir olabilir mi.

Hücum için değil ama savunma için şunu söyleyebilirim ki bizim savunmada gösterdiğimiz eforu çok fazla takım göstermiyordur. Antrenmanlarda savunmaya ayırdığımız zamanı eminim birçok takım ayırmıyordur. Özellikle Basklı savunma ve ikili sıkıştırmalar savunma düzenimizde önemli bir yer tutar. Savunmayla ilgili de her şey tanımlı ve kurallıdır.

SİSTEMLE İLGİLİ SÖYLEMEK İSTEDİĞİN ŞEYLER VAR MI?

Buna şu şekilde cevap vermek en doğrusu diye düşünüyorum; basketbolda başarıya giden tek bir yol yoktur tabi ki. Her koçun inandığı ve başarıyla uygulattığı sistemleri farklı olabilir. Ben sadece koçların inandıkları ve kafa yordukları bir düzenleri bir felsefeleri bir basketbol bakış açıları olması gerektiğine inanıyorum. Hatta hayata dair de bir bakış açıları bir hayat felsefeleri olması gerekir.

Ben benim oynattığım basketbolun en doğrusu olduğunu asla söylemiyorum ama bu benim doğrum benim inandığım ve başarılı olduğuna inandığım kafa yorduğum emek verdiğim araştırdığım bir düzen. Üstelik de bu sistemin özellikle alt yapılarda altını çizerek söylüyorum kademeli olarak uygulandığında oyuncu gelişimine çok büyük yararlı olduğuna inanıyorum. Çünkü koşan ve koşarken düşünen, sahayı görüp kararlar veren basketbolu okumayı bilen çembere çok top atabilen oyuncular yetiştirmemiz gerektiğine inanıyorum.

Ancak son söz olarak şunu söyleyebilirim ki dünyada basketbol artık hızlı oynanıyor insanlar basketbolu nasıl daha fazla hızlandırabiliriz diye kurallar değiştirip felsefeler geliştiriyorlar. Bizim de ülke olarak bu şekilde oynayabilen jenerasyonlar yetiştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Türk sporcusu çok yetenekli ve pratik zekalı onun için hızlı düşünmeye ve karar vermeye müsait. Basketbol daha hızlıya doğru evrilirken bizim de fark yaratacağımız yerin burası olması gerektiğine inanıyorum.

Bütün antrenör arkadaşlara başarılar diliyorum.